Bodrum karakteristik yerel mimarisi ile ön plana çıkan önemli, özel bir coğrafyadır. İklimi, denizi, bitki örtüsü, evleri, değirmenleri, sarnıçları ile bambaşka bir doku. Bodrum’da yaşayan mimarlar olarak kendi alanımızda yaşadığımız ve üretimde bulunduğumuz alana karşı sorumluluk taşıyoruz.
Dünya üzerinde bir çok farklı coğrafyada bir çok farklı kültür yapısına sahip halklar yaşar. Her bir kültür iklimden doğa yapısından etkilenir, din, dil, yaşama biçimi ilk olarak bu iki öğeden: ilkim ve coğrafyadan kök alır ve gelişip renklenir. Tüm bu renkler yapılarına da yansır.
Farklı bir coğrafya ve mimari dokuya sahip yerler dikkat çeker, o bölgelerde turizm gelişir ve zaman içinde geçim kaynakları Bodrum’da olduğu gibi turizm olur.
Başlangıçtan beri olağanüstü çekiciliği sayesinde adından çokça bahsettiren Bodrum; birçok düşünürü, sanatçıyı, yatırımcı ve turisti kendisine çekti, oldukça kısa bir zaman içinde gözde tatil ve yaşam alanı haline geldi.
Bu süreçte, sempatinin gerçek sahibi olan Bodrum’un yerel taş evlerinin binlerce yılda oluşan yapı kültürü unutuldu. Başlangıçta büyük kooperatifler, bilinçsizce yapılan oteller, pansiyonlar derken kontrolsüz mimari bir doku oluşmaya başladı. Taş evler terk edildi, yıkıldı. Bodrum’u koruma amacıyla yapılan özel imar uygulaması binaların iki kattan daha yüksek ve rengarenk olmasını engelledi ama kimliksizleşmeyi engelleyemedi. Yüksek talep, arsa simsarları derken arazi fiyatları olması gerekenin çok üstüne çıktı. Arsa maliyetlerinden dolayı konut fiyatları yükseldi. Krizler, enflasyon derken arz sahibinin alım gücü düştü. Arsa fiyatları gerilemeyince, satılabilir evler yapı kalitesi düşürülerek konut fiyatlarının düşürülmesi sağlandı.
Bu hızlı değişimin bize kazandırdıkları da var elbet. Bodrum’un dünyadaki bilinirliği arttı. Karayolu ulaşımı, yat limanları, uluslararası havalimanı ulaşım kolaylığını sağladı. Yatak kapasitesi arttı. Bölgede turizm ile geçimini sağlayanların yaşam kaliteleri arttı. Süper hatta hiper marketler, alışveriş merkezleri, hastaneler açıldı. Kolejlerimiz hatta üniversitemiz var. Alt yapısı geriden de geliyor olsa oluşuyor. Bodrum; büyük şehirlerdeki yaşamlarına alternatif arayanlar için şehir insanının alışkanlıklarına karşılık verecek hale geldi.
Bodrum özgünlüğünü kaybetti. Başka bir hale dönüştü. Elbette günümüz yaşam alışkanlıkları farklılaştı. Değişen ihtiyaçlara karşılık veren mekanlara ihtiyacımız var. Ancak bu binlerce yılın tecrübesiyle oluşan yerel mimariyi ezip geçerek olmamalı. Çünkü bu coğrafya değişmedi, iklim aynı iklim. Bizlere şehirlerden kaçıp Bodrum’da yaşamak veya tatil yapmak isteği uyandıran doğal olan hiç bir şey değişmedi. Değişen yapı kültürümüz. İnsan eliyle yapılan kafası karışık, günlük moda malzemeler ile üretilen yapılar...
Taş; öncelikle Bodrum mimarisinin ulaşılabilir tek yerel malzemesidir. Geleneksel yöntem ile; taş ve ahşap ile oluşturulan ana yapının ısı izolasyonu deniz eriştesi denilen bir çeşit yosun, bu yosunun serilebilmesi için kullanılan kargı(bir çeşit saz), su geçirimsizliği için çatıya serilen geren toprağı (kil) ile yapı bitirilir. Yerel mimari yöntemleriyle barınma ihtiyacı yöreden temin edilen malzemeler ile ihtiyacı sağlayacak kadarıyla yapılan evler ile sağlanır. Evlerin içinde sergenler ocaklar abdestlikler son derece sade ve ihtiyaca yöneliktir.
Evi yaptıran kişinin ekonomik olanakları geniş ise bezemeler yapılır. Bodrum geçmişte ekonomik olarak zayıf bir yerleşim olduğu için yapılarda bezeme yoktur. Ancak iç mekanda yer alan sergenler, kapılar ve yüklüklerde ahşap işçiliği dikkat çeker. Dış görüntüsü son derece sade olan bu evlerin içinde naif ahşap işçiliğinin büyüsüne kapılırsınız.
Yumuşak bir iklime sahip olan Bodrum’da hayat daha çok dış mekanlarda yaşanır. Bu nedenle evler geniş teraslara sahiptir. Teraslar mutfak ve oturma odasının gereği olan her türlü olanağa sahiptir. Bahçelerde yapılan kubbeli taş ekmek ocakları vardır. Tuvaletler evin uzağında karakteristik küçük yuvarlak yapılardır. Yüksek avlu duvarları yaşamın büyük bir kısmının geçtiği bahçeleri yabancı gözlerden sakınır.
Evlerden başka diğer yapılar; yağmur suyunu biriktirmek için yapılan gümbetler ve değirmenlerdir. Son derece sade formlardan oluşan, estetik yapılardır.
Bodrum mimarisi ilk görüşte büyük sempati toplar. İster konut, ister gümbet isterse de değirmen olsun; en basit formda (kübik, silindir veya küre) ve ihtiyaç olan en az boyutta yapılmıştır. Günümüzün moda akımlarından olan minimalist akımın en iyi örneklerinden biridir.
Bu evlerin yanaşarak bir araya gelişiyle oluşan dar sokakların koyu gölgesinden yaşam alanlarına akan serinlik yazın yaşamı kolaylaştırır. Her evin avlusunda yine koyu gölge oluşturan dut, çitlembik veya harnup ağacı vardır. Kışın yaprak döken bu ağaçlar bu kez evlerin güneşini açar. Bu yöntemler son derece basit, enerji ihtiyacına gereksinimi azaltan yöntemlerdir.
Bodrum’da yaşayan yerli taş ustası kalmamıştır. Günümüzde genellikle taş ev de yapılmamaktadır. Bodrum’a vasıfsız işçi olarak gelen taş ustalığı hakkında deneyimsiz kişilerin eline kalan taş işi ise yapılan betonarme binalara taş kaplama biçiminde yapılmaktadır.
Yok olmaya terkedilmiş taş evler restore edilebilir. Bunun bilincinde olan birkaç kişinin sayesinde bu evler yeniden hayat bulmakta ve Bodrum ruhunu canlı tutmaktadır.
Günümüzde değişen yaşama biçimimiz ve konfor ihtiyaçlarımızı karşılayan, coğrafyası ile barışık, yerel mimari ile örtüşen yeni taş binalar yapılabilir. Bu sahiplerine, ilk yatırımı yüksek gibi görünse de uzun vadede büyük bir ekonomi sağladığı gibi Bodrum’a katkıları tartışılmaz. Üstelik taş evler sadece yüzey dokusu ile değil, avlu duvarları, ocak, baca, söve, kapı gibi detayları ile çevrelerine değer katar. Estetik hatlarıyla, iyi bir müzik veya güzel bir sanat eseri gibi ruhumuzu okşar.
Doğru planlanmış bir taş ev nefes alır, ısı kaybı yaratmadan sağlıklı hava akımının mekanda dolaşımını sağlar. İzolasyon katsayısı yüksek olduğundan kışın soğuk, yazın sıcaktan korur. Dolayısıyla enerji tasarrufu sağlar.
O kadar eziyet ettik ki Bodrum’a hala bir ümit var mı bilmiyorum, bildiğim tek şey aklı başında kalanların son bir hayat öpücüğü vermesi .... Bu öpücük hem bizim Bodrum’a olan borcumuz hem de yaşamak için seçtiğimiz bu güzel yarımadanın yaşanamaz hale gelmesinin, yokluşunun durdurulması için tek ihtimal...